Wednesday, March 19, 2008

Yeşilköy'e Davetlisiniz.

Yeşilköyde Toplantı

BU AKŞAM!

19 MART Çarşamba Saat 19:00 da

Toplantımız Yeşilköy'de Katolik Kilisesinde yapılacaktır.

Bilgi almak için lütfen arayın

0 537 242 69 30

Tuesday, March 18, 2008

Paskalya Kutlamasina Davetlisiniz

PASKALYA KUTLAMASI



22 Mart Cumartesi

Konser ve Paydaslik
19:00 - Onay Sanat Konser ve Sergi Evi
Istiklal Caddesi 186, K:2 (Galatarasay Lisesi Karsisi)



23 Mart Pazar

Gundogumu Toplantisi ve Kahvalti
6:30 -Tophane
Sanatkarlar Parki

Paskalya Toplantisi
11:00 - Gumussuyu
Dr.Tarik Zafer Tunaya Sokak
Turkdogan is Merkezi No:8 Kat:3


Santa Maria Kilisesinde Konser
20:00 – Istiklal Caddesi 429


Daha fazla bilgi almak icin lutfen arayin

0 537 242 69 30
0 212 252 75 55

Tuesday, March 4, 2008

"RAB benim işığım kurtuluşumdur, Kimseden korkmam. RAB yaşamımın kalesidir.Kimseden yılmam" Mezmurlar 27:1

Bırakın, İsa Mesih’in ayakları dibinde oturayım.

Davut’un yüreğinde bir korkusu vardı.
O, Tanrı’nın huzurunda olma hakkını kaybetmekten korkuyordu.
Davud hatasından sonra, Tanrıya “ Kutsal Ruhun’u benden alma.” dedi Mezmurlar 51:11
Biz öğrenmiş durumdayızki bu dua Kutsal Ruh’un sürekli olarak içinde yaşadığı Yeni Antlaşma inanlısının duası değil.
Tanrı kurtuluşumuzu güvence altına almıştır.
Kilisenin kapısında hata dedektörü olması ve eğer herhangi bir hataları varsa insanların kiliselere girememesi ne korkunç birşey olurdu.
Kiliseler boş ve birçok insan yargılanmış yürekle terkedilmiş olurdu.

Bir ilahimiz var sözleri “Tanrı seni seviyor, Tanrı seni seviyor. Ne yaparsan yap nerede olursan ol. O seni seviyor” diyor.
İçimizde yada dışımızda ne olursa olsun Tanrı’nın huzurunda kalabilmek yüreğimizin en büyük arzusu değilmi?

“RAB’ten tek dileğim, tek isteğim şu: RAB’in güzelliğini seyretmek, Tapınağında O’na hayran olmak için örümün bütün günlerini O’nun evinde geçirmek” Mezmurlar 27:4

P.Schaller'in doğum günü kutlaması, Vahid, P.Mushfig, Guven ve Umid

amaç

En büyük yoksulluk, insanin kendi kişisel değerini ve amaçını farketmemesidir.
Viktor Franklin, Nazi rejimi sırasında Yahudi soykırımından sağ olarak kurtulmuş, doğru düşünmenin yardımıyla bu yeryüzünde cehemnemden geçmiş biridir. Eşi ve ailesi toplama kamplarında öldürüldü. Bütün olanlardan sonra sağ kaldığı için mutluydu. Ve kendi bulgularını ve deneyimlerini diğerlerine öğretmekten mutluluk duydu.
“Herkes kendi kilişel yaşamının anlamının farkına varmalıdır.” onun teorisi Lego Terapi’nin vurgusuydu.
Viktor Franklin, Akıl sağlığında anahtar noktanın amaçın farkında olunması olduğunu ve insanın amaçını oluşturmadığını fakat onu keşfettiğini söyledi.
Eski bir Türk sözü derki “Taşıma suyla değirmen dönmez”
Bu söz, amaç temasınada uygulanabilir.
Bütün yapay roller, değerler, amaçlar çok uzun sürmez.
Yapay ürünlerin sonuçları ilk önce etkileyicidir fakat sonra hayal kırıklığına uğratır.
Çarmıh bizim amaçımızın en büyük sembolüdür.
Çamıhtaki dikey Tanrı ile bağlantımızın sembolu. Çarmıhtaki yatay ise insanlarla ilişkimizin sembolu. Eğer insan bu iki şeyin farkına vamaz ise olması gerektiği yerin dışında olmaya, yararsız işlerle meşkul olmaya, boş aktivitelerle eder.
Yaşamımızın her detayında Tanrı’nın sonsuz amacını görmek yaşamımızda sahip olabileceğimiz en büyük serüven olabilir. Bu uğruna açı çekmeye, peşinden koşmaya ve zahmetli bir şekilde çalışmaya değer.
Tanrı’nın bizim için olan planına dahil olmayan diğer bütün amaçlar bir gün geçecek.
“Herşeyin mevsimi, göklerin altındaki her olayın zamanı vardır” Vaiz 3:11