Thursday, May 20, 2010

yeni baharın gelişi gibi

Bu, O sabahlardan biridir.

Sıradan bir yaşam sürmek istiyorsanız “ yapa bileğinizin en iyisini yapmak” yeterlidir.
Eğer Tanrı’nın son bulmayan enginlerine adım atmaktan korkmuyorsanız kendinizi yapabileceğinizden de daha fazlasını yaptığınız yerde bulursunuz.
“Yapa bileceğimizin en iyisini yapmak” bazen bu söyleyişin içinde kadercilik ve tembellik vardır.
Bu düşünce “galiplerden de üstünüz” kimliğimizden çok uzaktır. Romalılar 8:37
Eğer insanoğlu aya ayak basmayı hiç hayal etmeseydi. Ay insanoğlu için gökyüzünde gizemli bir peynir topu olarak kalırdı.
İbraniler kitabının yazarı bu konuya dokunarak söylüyor.
“Günaha karşı verdiğiniz mücadelede henüz kanınızı akıtacak kadar direnmiş değilsiniz” İbraniler 12:4
Başka bir sözle söylersek eğer bir kimse senden hoşlanmıyorsa bu dünyanın sonu değildir. Başkalarının gündelik olarak işkence çektiğini ve adları bile sorulmadan öldürüldüğünü bilmiyor musunuz?
Yapabileceğimizden daha da fazla yaptığımızda bizi motive eden suç değil sıradan yaşamların yücelik bulduğu Tanrı ile gerçek sevgi ilişkisidir.
Kutsal Ruh bizi kendi küçük yaşamlarımızdan Tanrının huzuruna yönlendirmek istiyor.
Birisi meşhur bir yazarın müze haline getirilen evinde “burada isimleri tarihe mal olmuş insanlar yaşadı!” diye bağırmış.
Tanrı ile bu gününüz tarihe mal olacak bir gün olabilir.
Gözlerinize bu sabahı göresiniz diye lütuf verildi.

Monday, May 17, 2010

doğuda sabah (detay)

Bırak dünya lütuf görsün

Benliğe dayalı yaşam yıkıma götürür.
Hiç kimse için bir anlam ifade etmez ama her zaman kendi için yer bulur.
İmansızlar bunu anlamaya çalışır.
Melekler bunu anlayamaz. Onlar toz toprakla değişilmeyecek kadar yücelik görmüş durumdadırlar.
İsa Mesih, Yuhanna 6:63’te “benlik yarar sağlamaz” dedi.
Sıklıkla kendimizi boş hissetmemize şaşmamalı.
İsa Mesih insanların eğlenmesine, iyi yemek yemesine veya arkadaşlarıyla iyi zaman geçirmelerine karşı değildir. Aksine O kilisesini böyle inşa etti.
O insanların benliğini tamir etmeye çalışmadı. İnsanlara yeni yaşam verdi. Ve insanların sadece yeni yaşamla meşgul olmalarını istedi.
Onlar yeni yaşamın yüceliğinin tadını tattıkça, benlikle israf etmeye daha az zaman bulacaklar.
Benliğimiz sürekli olarak açtır, her zaman bir şeyler ister ve rahatsız edicidir.
Dünya etrafında çoğu imanlılar benliklerinden dolayı ün kazandılar.
Bu onları meşgul eder. Ve iman yürüyüşünden uzaklaştırır.
Bazıları diğerlerine iyi örnek olmanın öneminden bahsederler ama yaşamlarının Tanrı’nın lütfünün tanıklığıyla alakası yoktur.
İnsanların gözünde iyi insanlardır.
Fakat dünya onların yaşamın her alanında iyiliğini görmezse, onların tanıklığı benlikte dini gösteriden ibarettir.
Galatyalılar 6:12
Şimdi dünyanın neye ihtiyacı var? Lütufa, tatlı lütufa

Benliğimizin bizi utandırdığı ve hatta hatalarımızdan sonra bile, İsa Mesih’e tapınmaya devam ettiğimizde işte o zaman dünya lütufu görebilir.

"Rab benim çobanımdır." Mezmurlar 23:1

Kalite Lütuftan gelir.

Tanıklığımızın dini başarının değil, lütufun tanıklığı olması gerçeğini seviyorum.
Aynı diğerleri gibiyiz ama biz lütuf bulmuş durumdayız.
Bu bize parasal sıkıntılarla karşılaştığımızda yardım eder. Hasta olduğumuzda teselli eder.
İlişkilerimizde bizi güçlendirir.
Volkan külleri yolumuzu kestiğinde lütuf var.
Komşunun su boruları patladığından dolayı yeni dekore ettiğimiz oturma odamızı su bastığında lütuf var.
Tanıklığımızın kalitesi önemlimidir?
Kalite lütuftan gelir.
İyi kaliteyi tarif eden açıklık, devamlılık, denge, gerçeklik gibi sözlerin hepsi lütuf için iyi bir ölçüttür.
Lütuf bizim markamızdır.
Umutsuz çaresiz çıkışı mümkün olmayan durumlarda bile iman yürüyüşünü terk etmemek ruhani kalitedir.
Bu bizim yaşamın zorlukları görmezden gelmemiz değil aksine Tanrı’nın her zorluk için çözümü olduğunun farkına varmak ve görmektir.
Benim için Tanrı’nın varlığına en büyük delil lütuftur.

İyilik, kendini feda etme, af etmek, cömertlik kazara gerçekleşen davranışlar değil lütuf meyveleridir.
Bu meyveler, Tanrı’nın iyiliğini Lütuf’unu tatmış insanların verdikleri kararlardan gelir.
Lütuf harikadır.

Bu resimler beni çok güldürdü !

Tanrı’nın enleri

"Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun." Yuhanna 3:16

“ Bu sözler Tanrı’nın EN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ tanımlar.

Tanrı – her şeyin EN ULU kaynağı.

Dünyayı – Sevginin sahip olabileceği EN GENİŞ nesnedir

o kadar çok sevdi ki – bu sevginin EN YÜKSEK zirvesidir.

Biricik Oğlu'nu – Verilebilecek EN BÜJYÜK hediye.

Verdi – Sevginin EN İYİ ifadesini vermektir.

Öyle ki– cezalandırmaya EN BÜYÜK ALTERNATİV.

O’na – inanmaya EN GÜVENİLİR.

İman edenlerin– yerine getirilebilecek EN KOLAY şart.

Hiçbiri– düşünülebilecek EN BÜYÜK rakamdır.

Mahvolmasın – EN KÖTÜ SONDAN kurtarmak.

Sonsuz yaşam – yaşam ki EN UZUN ve EN İYİ

Kavuşsun – pozisyon ki daha yükseği olmayan”



Richard Wurmbrand