Davut, Mezmurlar 31:12 de “ Kırılmış bir çömleğe döndüm. ” diyor.
O aldanmıştı. Hata yaptı ve tövbe etti. Şimdi, Tanrı ile doğruydu. Ve kendini hiçbir işe yaramayan kırılmış çömlek gibi hissediyordu.
Tanrının Sözüne baktığımızda anlıyoruz ki, Tanrı insanı kırar. Öldürende yaşatanda O’dur.
Yasanın Tekrarı 32:39 de “ Öldüren de, yaşatan da, Yaralayan da, iyileştiren de benim” diyor Rab.
Küçük yaramaz, sevimli bir kuzunun çobanının omuzları üzerindeki görünümü pekte romantik olmasa gerek.
Bu küçük yaramaz sevimli kuzunun çabanın omuzlarında olmasının sebebi, sevimli olması değil büyük ihtimalle isyankâr davranışlarıdır.
Bu yaramaz sevimli kuzunun sürekli kaçışından dolayı Çobanın artık bu kuzunun minik ayağını biraz ezmekten başka seçeneği kalmaz. Bu küçük cezalandırmada, kuzunun ayağı iyileşene kadar Çoban onu omzunda taşır.
Davut için bu çok tanıdık yer ve durumdu.
Davut, Mezmurlar 51:8 de kemiklerini Tanrının ezişinden bahsediyor.
Çobanın omuzlarında olmak ne demek biliyor musunuz? Çobanın ağzından çıkan her bir sözü duymak ve hatta sürüsüyle ilgilenirken onun yüreğinin atışlarını duymak demektir.
Bu dünyada Çobanlar narin yapılı mankenler gibi değil, kendisine güvenenler için yaşamlarını seren ve sıkı çalışan güçlü centilmenlerdir.
“RAB çobanımdır, Eksiğim olmaz.
Beni yemyeşil çayırlarda yatırır, Sakin suların kıyısına götürür.
İçimi tazeler, Adı uğruna bana doğru yollarda öncülük eder.” Mermurlar 23:1-3
Tuesday, December 4, 2007
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment