Yaşamın kargaşa anlarında Tanrı pes etmememizi ister.
O bizim için çıkış yolu hazırlar. O’nun bizler için hazırladığı bu yolda doğru yönü bulabilmemiz için belki yüzlerle daha küçük kararlar almamız gerekebilir.
Mucizeler kolay çıkış yolu gibi gelebilir.
Tanrı’dan mucizeler mi beklemeliyiz? yoksa kendi adımıza daha fazla çaba mı sarf etmeliyiz?
İmanın ikilemi budur.
Kaderci iman yapısına inananlar Tanrı’nın egemenliğinin farkındadırlar fakat kendilerini aşırı önemsiz görürler.
Yaşayan imanda her şey bizim Tanrı ile kişisel ilişkimizle bağlantılıdır.
Bizler, O’nun karşı koyulmaz krallığında beyinsiz kurbanlar değiliz.
Bizler O’nun dostlarıyız.
Bazı dindar insanlar Tanrı’yı bir dost olarak adlandırmak iğrenç bir şeydir.
Onlar bunu Tanrı yetkisini alçaltmak ve insani sıfatlarla Tanrı’yı düşünme olarak nitelerler.
Mesih’in beden alması Tanrı’nın insan olmaktan korkmadığının gerçek bir kanıtıdır.
O bizlere adım ve adım, düşünce ve düşünce, gün ve gün liderlik etmeyi seçti.
Bu böyle gözüküyor ki Tanrı bizim kendisi ile günlük olarak konuşmamızı garanti altına almak istiyor.
“İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.” Matta 28:20
“İçimi tazeler, Adı uğruna bana doğru yollarda öncülük eder.” Mezmurlar 23:3
Friday, April 4, 2008
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment