Sunday, September 7, 2008

kulağına Lapşa dolamak

kelime oyunları, kulağa hoş gelen renkli çafcaflı konuşmalar ve heyacan uyandırıcı sözler. Bazı insanlar bunlardan gerçekten yorulmuşlar. Diğerleri ise hala iyi bir konuşmacı konuştuğu zaman ğüçlü duyguların bu konuşmayı dinleyen herhangi birinin canını okşadığına inanırlar.
Bir keresinde yaşlı bir bayan toplantıdan sonra yanıma gelerek benim çok iyi bir aktör olduğumu söyledi.
Bunu duyunca kendimi tamanen başarısız hissettim.
Pastörlük yapmak eğlenceyle süslenmiş güzel konuşma yapmak mı anlamına gelir?
İyi bir konuşmacı kolayca dinleyenlerinin dikkatini konuşmasının asıl içeriğinden bir Rus özdeyişinin dediği gibi dinleyenlerinin kulağına Lapshe (uzun makarna) dolayarak başka yöne çekebilir.
Birisinin kulağına makarna dolamak hiç bir anlam etmediği gibi içeriğe sahip olmayan süslü bir konuşmada hiçbir anlam ifade etmez.
Süslü ve içeriğe sahip olmayan konuşmalar hiçbir zaman lütufun ve gerçeğin mesajının yerini almamalıdır.
“ Çok güzel vaazdı Pastor ”
“ Teşekkürler.Peki vaaz neyin hakkındaydı? ”
Yeşeya 55:11 “Ağzımdan çıkan söz de öyle olacaktır. Bana boş dönmeyecek, İstemimi yerine getirecek, Yapması için onu gönderdiğim işi başaracaktır.” Bu ayette boş dönmeyen, Tanrı istemini yerine getiren, Tanrı’nın Söz’ü değil midir?
Eski zamanlardaki vaaz edenler hakkında düşündüm. Ne mikrofonları vardı nede flaş ışıkları ne ekranları vardı nede kılimaları sadece gerçeği inanan yüreklere bağlıyorlardı.

1.Kor 2:1-2 “Kardeşler, Tanrı'yla ilgili bildiriyi duyurmak için size geldiğimde, söz ustalığıyla ya da üstün bilgelikle gelmedim.”
Onlar vaazlerini okudular. İnsanlar gözyaşları içinde tövbe ediyorladı.
Biz Tanrı Sözünü, sadece insanların canlarını okşamak için değil dokunmak için değil fakat yaşamlarının en karanlık denenmelerinde bile canlarında kalacak şekilde vaaz etmeye çağrıldık.
Rab, bu sözlerden bize dahada ver!

No comments: