Sıradan bir yaşam sürmek istiyorsanız “ yapa bileğinizin en iyisini yapmak” yeterlidir.
Eğer Tanrı’nın son bulmayan enginlerine adım atmaktan korkmuyorsanız kendinizi yapabileceğinizden de daha fazlasını yaptığınız yerde bulursunuz.
“Yapa bileceğimizin en iyisini yapmak” bazen bu söyleyişin içinde kadercilik ve tembellik vardır.
Bu düşünce “galiplerden de üstünüz” kimliğimizden çok uzaktır. Romalılar 8:37
Eğer insanoğlu aya ayak basmayı hiç hayal etmeseydi. Ay insanoğlu için gökyüzünde gizemli bir peynir topu olarak kalırdı.
İbraniler kitabının yazarı bu konuya dokunarak söylüyor.
“Günaha karşı verdiğiniz mücadelede henüz kanınızı akıtacak kadar direnmiş değilsiniz” İbraniler 12:4
Başka bir sözle söylersek eğer bir kimse senden hoşlanmıyorsa bu dünyanın sonu değildir. Başkalarının gündelik olarak işkence çektiğini ve adları bile sorulmadan öldürüldüğünü bilmiyor musunuz?
Yapabileceğimizden daha da fazla yaptığımızda bizi motive eden suç değil sıradan yaşamların yücelik bulduğu Tanrı ile gerçek sevgi ilişkisidir.
Kutsal Ruh bizi kendi küçük yaşamlarımızdan Tanrının huzuruna yönlendirmek istiyor.
Birisi meşhur bir yazarın müze haline getirilen evinde “burada isimleri tarihe mal olmuş insanlar yaşadı!” diye bağırmış.
Tanrı ile bu gününüz tarihe mal olacak bir gün olabilir.
Gözlerinize bu sabahı göresiniz diye lütuf verildi.
Thursday, May 20, 2010
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment